Girdi yapan Begüm Telci

Sergi Rehberi : Aralık Ayının Öne Çıkan Sergileri

Koskoca bir yılı geride bırakmak üzereyken 2024 Aralık ayında İstanbul, sanatseverler için eşsiz bir kültür rotası sunuyor! Çağdaş sanattan klasik eserlere, yenilikçi  sergilerden tarih kokan koleksiyon sergilerine kadar birçok etkinlik, şehrin dört bir yanındaki müzeler ve sanat galerilerinde ziyaretçilerini bekliyor. Bu yazımızda, İstanbul’da Aralık ayında mutlaka görülmesi gereken sergileri listeleyerek hem ilham verici hem de dolu dolu bir sanat deneyimi yaşamanızı istedik. Hangi sergiyi ilk sıraya alacağınıza karar vermeden önce yazımızı mutlaka inceleyin deriz 🙂

Sevil Dolmacı İstanbul - Kim Hyunsik , "Intended Blank"

KORELİ ÜNLÜ ÇAĞDAŞ SANATÇI KIM HYUNSIK’İN TÜRKİYE’DEKİ İLK SOLO SERGİSİ SEVİL DOLMACI ISTANBUL’DA

İstanbul’u mercek altına alarak her ay yayınladığımız sergi rehberimize bu ay , Koreli ünlü çağdaş sanatçı Kim Hyunsik’in, Sevil Dolmacı Galeri ev sahipliğinde Türkiye’de gerçekleşen ilk kişisel sergisi “Intended Blank” ile başlıyoruz. Sergide, sanatçının ağırlıklı olarak bu sene sergiye özel ürettiği çeşitli medya ve boyutlardaki eserleriyle, 2020-2023 arasındaki üretim örneklerinden oluşan 60 eserlik bir seçki sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Heykel ve resim arasındaki alanda çalışan Kim Hyunsik’in eserleri Sevil Dolmacı İstanbul’da görülebilir.

 

Yer: Sevil Dolmacı İstanbul , Beşiktaş 

Tarih: 13 Kasım – 13 Aralık

Bir Koleksiyoner Hikayesi : Taviloğlu Koleksiyonu

Mustafa Taviloğlu'nun tüm sanat koleksiyonu, 7 farklı mekanda eş zamanlı olarak izleyiciyle buluşuyor.

İş insanı ve koleksiyoner Mustafa Taviloğlu ,  namıdiğer bay Mudo’nun; elli yılı aşkın süredir büyüttüğü sanat koleksiyonunda yer alan eserlerin hepsini, eş zamanlı olarak, 7 farklı kültür- sanat mekanında sanart izleyicisinin beğenisine sunduğu bu çok kıymetli sergiyi ziyaret etmek için son günler. Mustafa Taviloğlu’nun koleksiyon sergisi, 2500’den fazla eserin aynı anda sergilenmesi bakımından bir ilk olma özelliği taşıyor. Sergide yer alan çok özel ve kıymetli parçaların  bir çoğu ilk kez izleyici ile buluşuyor. Taviloğlu Koleksiyonu sergisi, tüm bu özellikleriyle mutlaka ama mutlaka görmeniz gereken  sergilerin en başında geliyor. Koleksiyon sergisine ait tüm detaylara web sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

Yer: Art İstanbul Feshane, Galeri Eyüpsultan, İstanbul resim Heykel Müzesi, İstanbul Sanat (Haliç tersanesi), İş Sanat Kibele Sanat Galerisi, Müze Gazhane, Tarihi Likör Fabrikası

Tarih:21 Eylül – 15 Aralık

Arter - Jackie Matisse , "Uçurtma Zamanı"

Jackie Matisse, Gökkuşağı [Arc-en-Ciel], 1983.

“Jackie Matisse (1931–2021), imzası hâline gelen uçurtmalarını bundan neredeyse yarım asır önce, 1976 yılında çıktığı bir seyahat esnasında İstanbul semalarında uçurmuştu. Bugün canlı renkleriyle Arter binasının ön cephesinde beliren Gökkuşağı [Arc-en-Ciel, 1983] uçurtmalarının, yoldan geçenleri Uçurtma Zamanı adlı sergisini keşfe davet edecekleri, o günlerde aklından dahi geçmemiş olmalı. “*  Çok köklü bir sanatsal geçmişe sahip olan sanatçı Jackie Matisse , büyükbabası büyük usta Henri Matiss’den aldığı miras ve kendisine rehberlik Marcel Duchamp gibi dehalardan edindiği becerileri harmanlayarak kendi sanatsal pratiğini ortaya koyuyor. 2021 yılında aramızdan ayrılan sanatçı Jackie Matisse’in, sanatı dünyanın dört bir yanında harekete geçiren dinamik bir form olarak gördüğü uçurtmaları Arter’in yüksek ve alçak tavanlı, aydınlık ve karanlık farklı alanlarında ilk kez boylu boyunca sergileyerek onlara iç mekânda bütünlüklü bir bakış sunuyor.  

Yer: Arter, Dolapdere

Tarih: 15 Aralık 2024’e kadar ziyaret edilebilir.

Ruzy Galelry - Çağatay Odabaş , "Işık.Gölger.Sahneler."

Çağatay Odabaş , My Cousin Rachel, 2024

7 yıl aradan sonra gerçekleştirdiği ilk kişisel sergisi “Işık.Gölge.Sahneler.” ile Çağatay Odabaş yine tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Açılışının üzerinden daha bir yıl bile geçmeden oldukça iddialı işlere imza atan Ruzy Gallery yine oldukça başarılı bir se3rgiye imza atmış. Bu heyecan verici sergiyi ziyaret edebilmek için son haftalar, kaçırmayın deriz… 

Yer: Ruzy Gallery , Etiler

Tarih: 18 Ekim – 15 Aralık

Galeri / MİZ - Belmin Pilevneli , "Ortalık Durulunca"

Belmin Pilevneli , Ortalıok Durulunca

Belmin Pilevneli’nin kişisel sergisi “Ortalık Durulunca” varlığın öteki/yan anlamlarını ifşa etmeye ve doğa ile ilişkisini temellendirmeye çalışır. Küratörlüğünü Senem Çağla Bilgin-Keys’in üstlendiği “Ortalık Durulunca” bitkilerin, suyun ve bulutların organik ve amorf şekillerinden yola çıkarak yapı bozuma uğrattığı kompozisyonları yaşam döngülerini resmederken; patlamaların, düzenin, başlangıçların ve bitişin bitmeyen değişimini yeni hayal dünyaları ve şiirlerle harmanlayarak eserlerini izleyicilerin beğenisine sunuyor.

Yer: Galeri/MİZ , Teşvikiye

Tarih: 26 Kasım – 15 Aralık 

Dirimart - Jan Zöller , "Başkalarıyla Sohbet"

Jan Zöller , Fragments of learning processes ,2024

Dirimart, Alman ressam Jan Zöller’in galerideki ve İstanbul’daki “Başkalarıyla Sohbet“i  ilk kişisel sergisini izleyiciyle buluşturuyor. Dirimart Pera’da gezginci karşılaşmalar için davetkâr bir alan açmayı amaçlıyan Başkalarıyla Sohbet’in kürasyonunu Alman küratör Martin Engler üstleniyor. Nesnel olmayan anlamlı formları –resimlerinin şifrelerini çözmek için izleyiciye yardımcı olan– araçlar olarak tanımlayan Zöller, ziyaretçileri oturup resimlerle ve başkalarıyla sohbet etmeye, Jan Zöller’in imgeler dünyasında fiziksel ve zihinsel bir yolculuğa çıkmaya davet ediyor.

Yer: Dirimart Pera , Beyoğlu

Tarih: 27 Kasım – 29 Aralık

Öktem Aykut - Francesco Albano , "Banks of River"

Francesco Albano . Exercise I, 2019

2009-2018 yılları arasında İstanbul’da yaşamış ve çalışmış olan İtalyan sanatçı Francesco Albano, “Banks of River” başlıklı kişisel sergisi ile, Öktem Aykut Galeri’nin ev sahipliğinde İstanbul’da. Banks of River, Francesco Albano’nun Öktem Aykut ile gerçekleştirdiği üçüncü, İstanbul’daki beşinci kişisel sergisidir. Sergide yer alan 19 heykel, sanatçının son iki yıldaki yoğun üretimini temsil etmektedir. Sanatçı, küçük yaşlardan itibaren derin bir ilgi duyduğu futbolu sadece erkekler arası bir rekabet alanı olarak değil, aynı zamanda bir toplumsal muhalefet biçimi olarak taşıdığı anlam açısından da incelemektedir. Banks of River sergisinde, futboldan ilham alarak mücadele ve varoluş üzerine derin bir kişisel anlatı sunmaktadır.

Yer: Öktem Aykut Galeri , Pera, Beyoğlu

Tarih: 21 Kasım – 28 Aralık

Dirimart - SARKİS , "Gökkuşağı Renkleriyle Çocukların Yardım Çağrısı"

Sarkis’in Filmleri FRESNOY’da çekilen 16mm’lik 12. film başlangıçta, izler, 3.2.1998, 4 dk. 16 san.

Dirimart, Sarkis’in galerideki beşinci kişisel sergisi “Gökkuşağı Renkleriyle Çocukların Yağmur Çağrısı” ev sahipliğiyle çok anlamlı bir sergiye alan tutuyor. Sergide, sanatçının Venedik ve Mardin Bienallerinde çocuklarla birlikte yaptığı atölye çalışmalarından ilhamla, İstanbul’un farklı semtlerinden çocukları davetle bir araya getirerek ortaya koyduğu Gökkuşağı Renkleriyle Yağmur (Çocukların Çağrısı) eserleri sergilenecek. Gökkuşağı Renkleriyle Çocukların Yağmur Çağrısı sergisinde, galerinin bulunduğu Dolapdere semti de dahil olmak üzere, İstanbul’un farklı bölgelerinde yaşayan çocukların bireysel ve kolektif olarak üzerlerinde çalıştıkları küçük boyutlu 49 aynanın her biri renkli yağmur betimlemelerini andırıyor. Yağmurun evrensel deneyimi gibi, çocuk atölyeleri de galerinin bulunduğu Dolapdere semti ve çevresinde konumlanan komşu dernekler ve okullarla yapılan ortak performatif üretimlerle hayat buluyor ve galeri mekânına yerleşiyor. 

Yer: Dirimart Dolapdere , Beyoğlu

Tarih: 4 Aralık – 5 Ocak 2025

Evin Sanat Galerisi - Emin Turan , "
Onírico"

Emin Turan , İsimsiz

Emin Turan’ın adını Portekizcede düşsel anlamına gelen onírico kavramından alan onuncu kişisel sergisi, Evin Sanat Galerisi ev sahipliğinde izleyiciyle buluşuyor. Sanatçının güncel yapıtlarının yanı sıra yıllar içerisinde biçim değiştiren, dönüşen çalışmalarının da yer aldığı “Onírico” başlıklı kişisel sergisi yıl sonuna dek görülebilir.

Yer: Evin Sanat Galerisi , Bebek

Tarih: 12 Kasım – 21 Aralık

Anna Laudel - Ramazan Can & Cem Sonel , "All The Good Memories Are Stored"

Laudel İstanbul, Ramazan Can ve Cem Sonel'in düşündürücü sergisi All The Good Memories Are Stored

Ramazan Can ve Cem Sonel, düşündürücü sergisi “All The Good Memories Are Stored” ile izleyiciyi keşfetmeye davet ediyor . Sanatçılar, işbirlikçi ve bireysel çalışmalarını bir araya getirerek, zaman ve hafıza yapılarını derinlemesine inceliyor ve geleneği çağdaş ifadeyle ustaca birleştiriyor. Bu sergide sanatçılar, dokuma halılardan ve betondan neon ve LED enstalasyonlarına kadar görünüşte farklı malzemelerin ustaca bir şekilde bütünleşmesini sergiliyor. Bu eklektik karışım, günümüzün sürekli değişen dünyasında zamanın ve hafızanın akışkanlığı üzerine düşünmek ve meydan okumak için bir kanal görevi görüyor. Dijital LED elemanlarının geleneksel dokuma tekstillerle etkileşimi, kültürel motiflere çağdaş bir yeniden yorumlama getiriyor ve kişisel anıları kolektif hafızayla kusursuz bir şekilde birleştiriyor.

Yer: Anna Laudel Galeri , Beyoğlu

Tarih: 15 Kasım – 12 Ocak 2025

Yerel Sanatçılardan Küresel Ustalara: Koleksiyonculuğun Kültürel Boyutları

Sanat koleksiyonculuğu, bireysel zevk ve estetik anlayışın ötesinde, kültürel mirası koruma, çeşitliliği destekleme ve sanatın dönüştürücü gücünü yaşatma amacı taşıyan derin bir tutku ve sorumluluktur. Bir koleksiyon, yalnızca eserlerin bir araya geldiği bir seçki değil, aynı zamanda kültürler, dönemler ve hikayeler arasında köprüler kuran bir varoluş alanıdır. Yerel sanatçılardan küresel ustalara kadar uzanan bu geniş yelpaze, koleksiyonculuğun bireysel tercihlerden evrensel değerlere uzanan yolculuğunu gözler önüne serer. Peki, sanat koleksiyonculuğu kültürel boyutta nasıl bir rol oynar?

 

Yaşayan en pahalı Türk ressam Taner Ceylan , "Koral" başlıklı tablosu ile

Yerel Sanatçıların Kültürel Dokudaki Rolü

Yerel sanatçılar, yaşadıkları coğrafyanın kültürel kodlarını, toplumsal dinamiklerini ve bireysel hikayelerini sanat yoluyla yansıtırlar. Onların eserleri, bir topluluğun geçmişini, bugününü ve hatta geleceğini anlamak için birer kapı aralar. Ancak yerel sanatçılara verilen destek, bu kültürel dokunun sürdürülebilirliği için hayati önemdedir. Yerel sanatçıları desteklemenin kültürel ve koleksiyonculuk açısından üç temel boyutu olduğu söylenebilir.

Kültürel Mirası Koruma:

Her sanat eseri, bir dönemin ruhunu ve değerlerini taşır. Yerel sanatçıların çalışmalarını koleksiyonlara dahil etmek, o toplumun özgün kültürel hikayesinin yok olmamasını sağlar. Geleneksel motiflerden çağdaş yorumlara kadar, yerel sanat eserleri bu mirası yaşatır.

Ülkenin en büyük sanat koleksiyonerlersinden Mustafa Taviloğlu'nun koleksiyonunun çok büyük bir kısmı yerli sanatçıların eserlerinden oluşuyor.

Toplumla Derinleşen Bağlar:

Yerel sanatçıları desteklemek, yalnızca bireysel bir tercih değil, aynı zamanda toplulukları güçlendiren bir eylemdir. Koleksiyoncuların bu bağlamdaki katkıları, yerel sanat pazarını büyütür ve sanatçıların küresel platformlarda kendilerini ifade etmelerine zemin hazırlar.

Özgünlük ve Hikaye:

Yerel sanat eserleri, sanayileşmiş üretimden farklı olarak, benzersiz bir el işçiliği ve hikaye barındırır. Bu da koleksiyonunuzu sadece bir eserler bütünü olmaktan çıkarıp, bir anlatıya dönüştürür.

Küresel Ustaların Evrensel Çekiciliği

David Nahmad, Monet, Matisse ve Renoir gibi büyük ustaların eserlerinden oluşan çok değerli bir sanat koleksiyonuna sahip

Küresel sanat dünyası, tarih boyunca kendine hayran bırakan ustaların eserleriyle şekillendi. Leonardo da Vinci, Pablo Picasso, Frida Kahlo gibi isimler, yalnızca birer sanatçı değil, hiç şüphesiz sanat tarihine damga vuran figürler ve aynı zamanda ruhunu sanatına yansıtan, sanatıyla konuşan yaratıcı dahilerdir.Bu ustaların eserlerini bir sanat koleksiyonuna dahil etmek, koleksiyona derinlik ve anlam katarken, aynı zamanda prestij de kazandırır.

Küresel ustaların eserlerini koleksiyonunuza katmak, onları yalnızca bir sanat nesnesi olarak görmekten öte, bir hikaye anlatıcısı olarak sahiplenmek anlamına gelir. Bu eserler, zamansız mesajlarıyla, koleksiyonunuzun kalıcı ve evrensel bir değer taşımasını sağlar. Prestij, yatırım ve kültürel derinlik arasında bir denge kurarak, sanata olan bağlılığınızı güçlendirir ve bu eserler sayesinde geçmiş ile bugün arasında anlamlı bir bağ kurabilirsiniz.

Japon çağdaş sanatçı Takashi Murakami ile LVMH Holding CEO' su ve sanat koleksiyoneri Bernard Arnault

Yerel ve Küresel Arasında Bir Denge Kurmak

Sanat koleksiyonculuğu, sadece estetik zevklerin tatmini değil, aynı zamanda kültürler arasında bir köprü kurma fırsatıdır. Yerel sanatçıların özgün hikayeleri ve küresel ustaların evrensel mesajları, bir koleksiyonun hem kişisel hem de kültürel zenginliğini artırır. Ancak bu iki dinamiği dengeli bir şekilde bir araya getirmek, koleksiyonları yalnızca bir eserler bütünü olmaktan çıkarıp anlamlı bir sanat anlatısına dönüştürür.

Koleksiyonerlik yalnızca birer sanat eseri biriktirme süreci değil, aynı zamanda kültürler arası bir yolculuktur. Yerel sanatçılarla küresel ustaların eserlerini bir araya getirerek, sadece bireysel bir tatmin değil, aynı zamanda kültürel zenginliklere katkı sağlayan bir miras yaratabilirsiniz. Bu denge, koleksiyonunuzun hem görsel hem de anlamsal gücünü zirveye taşıyacaktır. kucaklayarak koleksiyonunuzu evrensel bir platform haline getiri

Koleksiyonculuk Bir Kültürel Diyalogdur

Dünyanın en büyük sanat koleksiyonerlerinden İranlı iş insanı Ramin Salsali

Sanat koleksiyonculuğu, yalnızca kişisel zevklerin bir yansıması değil, aynı zamanda kültürler arasında anlamlı bir diyalog yaratmanın güçlü bir yoludur. Yerel sanatçıların özgün hikayeleri, küresel ustaların evrensel mesajlarıyla birleştiğinde, bir koleksiyon basit bir eserler bütünü olmaktan çıkar ve insanlığın yaratıcılığını kutlayan bir sembol haline gelir. Bu tür bir koleksiyon, farklı kültürlerin zenginliğini ve çeşitliliğini bir araya getirerek kalıcı bir miras oluşturur.

Sonuç olarak, sanat koleksiyonculuğu, bireysel tatminin ötesinde, insanlık tarihine katkıda bulunan anlamlı bir yolculuktur. Yerelden küresele uzanan bu serüvende, her eser kendi hikayesini fısıldar ve bu hikayeler, sanatın gücüyle dünyayı koleksiyoncuların gözünden yeniden keşfetmemize olanak tanır.

Etik ve Yapay Zeka: Sanat Üretiminde Çizgiyi Nerede Çekmeliyiz?

Yapay zeka (AI) teknolojilerinin sanat dünyasına hızlı ve güçlü bir giriş yapması, insanlığın yaratıcılık algısını yeniden gözden geçirmesine neden oldu. AI, insan yaratıcılığına meydan okurcasına şiir yazıyor, resimler çiziyor, müzik besteliyor ve hatta sinema filmlerinde senaryolar oluşturuyor. Ancak bu yenilikçi gelişmeler, bir dizi etik, hukuki ve toplumsal soruyu da beraberinde getiriyor. Yapay zeka sanatının sınırlarını nasıl belirleyeceğiz? Bu süreçte insan emeğini, yaratıcılığını ve haklarını nasıl koruyacağız? İşte bu sorular, yalnızca sanatçıları değil, teknoloji uzmanlarını, hukukçuları ve izleyicileri de içine alan geniş kapsamlı bir tartışmanın kapısını aralıyor.

Yapay Zeka Sanatının Doğuşu ve Etik Sorunlar

Yapay zeka, büyük miktarda veri işleyerek ve analiz ederek sanat eserleri üretebiliyor. Örneğin, DALL-E ve Stable Diffusion gibi araçlar, birkaç kelimelik bir komutla etkileyici resimler oluşturabilirken, OpenAI’nin ChatGPT gibi modelleri edebi metinler üretebiliyor. Ancak bu süreçte AI’nin öğrenim kaynağı olan veri setlerinin etik açıdan sorgulanabilir yöntemlerle oluşturulması, sanat üretiminin etik sınırlarını yeniden tartışmamızı gerektiriyor

Jason Allen'ın yapay zeka tarafından üretilen çalışması "Théâtre D'opéra Spatial", Colorado Eyalet Fuarı'nda dijital kategoride birinci oldu.

1. Telif Hakları ve Fikri Mülkiyet

Yapay zeka sanat üretiminde, genellikle sanatçıların izinleri alınmaksızın kullanılan büyük ölçekli veri setlerinden faydalanılır. Bu veri setleri, çoğu zaman internetten toplanan mevcut sanat eserlerinden, illüstrasyonlardan, müziklerden ve metinlerden oluşur. Bu durumda ortaya çıkan eser, gerçekten “orijinal” bir ürün müdür? Daha da önemlisi, bu eserin fikri mülkiyet hakkı kime aittir? Algoritmayı geliştiren yazılım mühendislerine mi, algoritmayı kullanan kişiye mi, yoksa dolaylı yoldan esere ilham olan sanatçılara mı? Hukuki açıdan yanıt bekleyen bu sorular, etik boyutta da büyük bir tartışmanın merkezinde yer alıyor.

2.İnsan Yaratıcılığına Meydan Okuma

Yapay zeka, insan emeğini hızla otomasyona çevirme potansiyeline sahip. Bu durum, sanatçılar için hem fırsat hem de tehdit anlamına geliyor. Bir tabloyu aylar süren bir çabayla yaratmak yerine, AI kullanarak dakikalar içinde benzersiz bir eser ortaya koymak mümkün. Ancak bu kolaylık, sanatın özündeki yaratıcı emeği ve süreci değersizleştirir mi? Sanatın yalnızca sonuç odaklı bir üretim faaliyeti olmadığı, aynı zamanda bir duygusal ve düşünsel yolculuk olduğu göz önünde bulundurulduğunda, AI sanatının insan yaratıcılığının yerini alabileceğini söylemek güç.

3. Manipülasyon ve Sahtecilik

Yapay zeka sanatının bir diğer etik boyutu, kötüye kullanım potansiyelidir. AI, bir sanatçının üslubunu taklit ederek sahte eserler yaratabilir veya tarihi gerçekleri çarpıtacak görsel içerikler üretebilir. Bu tür eserlerin kolaylıkla dolaşıma sokulabilmesi, hem sanat dünyasında hem de toplum genelinde güven sorunlarına yol açabilir.

2015 yılında Google'daki araştırmacılar tarafından geliştirilen DeepDream adlı ai programı ile oluşturulmuş bir sanat eseri. Google'ın daha yeni bir çalışması olan Project Magenta ise müzikle ilgileniyor ve NSynth adında bir aracın oluşturulmasına yol açtı.

Çizgiyi Nerede Çekmeliyiz?

Yapay zeka sanatının etik sınırlarını belirlemek, çok disiplinli bir yaklaşım gerektirir. Teknoloji, hukuk ve sanat dünyası arasındaki iş birliği, bu konuda daha adil ve kapsayıcı çözümler geliştirilmesine yardımcı olabilir.

1. Veri Kullanımında Şeffaflık ve İzin Alma

Yapay zekanın öğrenim süreçlerinde kullanılan veri setleri, şeffaf bir şekilde açıklanmalı ve bu verilere katkıda bulunan sanatçılardan izin alınmalıdır. Böylece hem sanatçıların hakları korunur hem de AI’nin üretim süreci daha etik bir zemine oturtulabilir.

2. İnsan ve Yapay Zeka İşbirliği

Yapay zekayı bir rakip olarak görmek yerine, bir araç ve iş birliği ortağı olarak konumlandırmak mümkündür. Sanatçılar, AI teknolojilerini kendi yaratıcılıklarını geliştirmek ve üretim süreçlerini zenginleştirmek için kullanabilir. Örneğin, AI ile oluşturulan bir taslak, sanatçının detaylandırmasıyla özgün bir esere dönüşebilir. Bu iş birliği, sanatçının yaratıcı sürecini korurken yapay zekanın potansiyelini de ortaya çıkarır.

Mevcut fotoğraflardan görüntü manzaraları oluşturmak için sinir ağlarına dayanan DeepDream kullanılarak yapılan başka bir çalışma

3. Hukuki Düzenlemelerin Güncellenmesi

Yapay zeka sanatında telif hakları ve mülkiyet konusunda net düzenlemeler yapılmalıdır. Örneğin, AI’nin ürettiği bir eserin sahibi, onu programlayan kişi mi yoksa kullanan kişi mi olacaktır? Bu sorular, uluslararası bir çerçevede ele alınmalı ve sanatçılar ile teknoloji geliştiricilerinin haklarını dengeleyecek çözümler üretilmelidir.

4. Etik Eğitim ve Toplumsal Farkındalık

Yapay zeka ve sanat konusundaki etik meselelerin daha geniş bir kesim tarafından anlaşılabilmesi için eğitim programları ve kamu bilgilendirme kampanyaları düzenlenmelidir. Bu, yalnızca sanatçılar için değil, yapay zeka teknolojilerini kullanan herkes için bir gerekliliktir.

Sonuç: Yaratıcılık ve Teknoloji Dengesi

Yapay zeka, sanat dünyasında devrim yaratabilecek bir potansiyele sahip. Ancak bu potansiyeli etik, adil ve insan yaratıcılığına saygılı bir şekilde kullanmak, geleceğin sanat dünyasını şekillendirecek en kritik unsurlardan biri olacaktır. Teknoloji ile sanat arasında bir denge kurmak, yalnızca sanatçıların değil, tüm toplumun yararına olacaktır. Çünkü sanat, yalnızca yaratıcı bir ifade biçimi değil, aynı zamanda insanlık tarihinin duygusal ve kültürel bir yansımasıdır.

Etik çizgileri net bir şekilde tanımlayarak, hem teknolojinin sınırlarını keşfedebilir hem de insan yaratıcılığını yüceltmeye devam edebiliriz. Bu süreçte, AI teknolojilerini kontrol altında tutmak kadar, sanatın insani özünü korumayı da unutmamalıyız.

Sergi Rehberi: Kasım Ayının Öne Çıkan Sergileri

Ekim ayının son günlerini yaşarken , Kasım ayı için sergi takviminizi oluşturmaya çalışıyor, “Hangi galeride ne sergi var?” , “Hangi sergileri görmeliyim?” diye düşünüyorsanız sizleri, Kasım ayı Sergi Rehberimize davet ediyoruz. Farklı disiplinlerden birçok sanatçının eserlerini izleyiciyle buluşturan, İstanbul’daki en yeni sergilerin izini her ay olduğu gibi bu ay da birlikte sürüyoruz.

Pilevneli Dolapdere - Serkan Sarıer , "HUBRIS"

Serkan Sarıer , "HUBRIS V." , 2024

Kasım ayı Sergi Rehberimizi ilk olarak Pilevneli Dolapdere ile başlıyoruz. Serkan Sarıer’in “HUBRIS” başlıklı kişisel sergisini ziyaret etmek için son zamanlar. Sarıer’in yorumunda,  klasik köklerini aşarak toplumsal normlara karşı direnişin güçlü bir metaforu olarak kullanılan hubris terimi , kelime anlamıyla  aşırı kibir veya gurur anlamına gelen, genellikle felakete yol açan bir kavramdır. Serkan Sarıer bu serisiyle; kimlik, aidiyet ve yabancılaşma temalarını araştırarak, toplumda “öteki” olarak konumlanan bireylerin sosyal baskılarla nasıl başa çıktığını konu ediniyor.

Yer: Pilevneli Dolapdere

Tarih: 3 Ekim – 9 Kasım

Dirimart - Peter Zimmermann , "CONTACT"

Peter Zimmermann , "Infinıte" , 2022

Dirimart, Peter Zimmermann’ın galeri bünyesinde gerçekleştirilecek altıncı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. “CONTACTbaşlıklı sergi, sanatçının dijital şablonları grafik algoritmalarla değiştirerek ve ortaya çıkan görüntüyü tuvale aktararak ürettiği dijital tabanlı yağlıboya resimlerinden oluşuyor.  “Benim için görünen yüzeyin arkasındaki her dijital görüntü bir metindir,” diyen Zimmermann, görsel iletişim çağında devamlı maruz kaldığımız görselleri dönüştürürken, geleneksel resim sanatını temsil üzerinden yeniden yorumluyor.

Yer: Dirimart Pera

Tarih: 24 Ekim – 24 Kasım

Pi Artworks - XIAOZE XIE , "Lost Tales and Recovered Histories"

Pi Artworks , XIAOZE XIE

Lost Tales and Recovered HistoriesThe Library serisinden son dönemde yapılmış resimleri ve Amber of History adını taşıyan yeni heykel serisi ile Xie’nin iki eser grubunu bir araya getiriyor. Xie, enstalasyon, heykel, resim ve mürekkep çizim yoluyla kitaplar, kütüphaneler ve tarihi olayların birbirine bağlılığını araştırarak tarihin ve hafızanın kırılganlığını ve bozulmasını sorguluyor.

Yer: Pi Artworks

Tarih: 31 Ekim – 28 Kasım

Vision Art Platform - Deniz Pelister , "Human Race"

A view from the exhibition

İnsani deneyimlerin ve tininin özünü etkili bir şekilde yakalayan Deniz Pelister,“Irk: İnsan” serisinde bir dizi figüratif portre resmiyle ve yolculuğa dair enstalasyonlarıyla izleyiciyi büyüleyici bir seyahate davet ediyor. Yaşamındaki otobiyografik öykülerden ve Afrika’daki kişisel seyahat deneyimlerinden ilham alan Avşar’ın yapıtları, insan varlığının derinliğini mercek altına alırken, yolculuğun dönüştürücü gücünü görünür kılıyor. Titiz çalışmaları ve ilham verici kurgularıyla, insanın yolculuğunun güzelliğini, zorluklarını ve mücadelelerini ortaya çıkaran canlı bir panorama çiziyor.

Yer: Vision Art Platform

Tarih: 7 Ekim – 30 Kasım

Ruzy Gallery - Çağatay Odabaş , "Işık.Gölge.Sahneler."

Çağatay Odabaş , "Fight Club" , 2024

Çağatay Odabaş 7 yıl aradan sonra gerçekleştirdiği ilk kişisel sergisi ile Ruzzy Gallery’de. “Işık. Gölge. Sahneler.”  sinemanın ikonik sahneleri üzerinden zaman kavramını işleyerek, zamanın akışkanlığının, gerçeklik ve benlik algımızı nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor. Çağatay Odabaş, “Işık.Gölge.Sahneler.” serisiyle, zamanı simgeleyen mum ışığını merkezine alarak, ikonik sinematik sahneler üzerinden zamanın akışkanlığını araştırıyor.

Yer: Ruzy Gallery

Tarih: 18 Ekim – 15 Aralık

Ferda Art Platform - Pierre Bergian , "Drawing Rooms"

Pierre Bergian , "A Study Room of Lorenz Stoer" , 2024

Ferda Art Platform, Belçikalı sanatçı Pierre Bergian’in İstanbul’da gerçekleşecek olan,  “Drawing Rooms” başlıklı ilk kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Bergian’ın çizimlerindeki iç mekânlar, onun güçlü resim tekniğini ve uzun bir Hollanda ve Flaman iç mekân resim geleneğine olan bilgisini yansıtmaktadır. Sanatçı , iç mekânlarla özel bir ilişki kurarak, dokulara, zemin karolarına ya da mermer gibi detaylara odaklanarak ‘mekân’ ve ‘hacim’ yaratıp,  resimlerinde koyu ve açık renklerin kontrastına özel bir takdir geliştirmektedir.

Yer: Ferda Art Platform

Tarih: 1 Kasım – 30 Kasım

Zilberman Gallery - Karma Sergi , " Yükselen Sular, Yayılan Işıklar"

A Wiev From the Exhibition

Yerli ve yabancı, farklı disiplinlerden on farklı sanatçının eserlerinin, Gizem Demirçelik & Nazlı Yayla küratörlüğünde bir araya getirildiği Yükselen sular, yayılan ışıklar dünyamızın ve yaşadığımız gezegenin değişen doğasıyla olan karmaşık ilişkimiz; geçmiş, şimdi ve gelecek; gerçeklik ve hayal gücü üzerine muhtelif perspektifleri bir araya getirerek sanat izleyicisinin beğenisine sunuyor.

Yer: Zilberman Gallery

Tarih: 19 Ekim – 7 Aralık

ARTER - Yasemin Özcan , "Islak Zemin"

Yasemin Özcan , "Islak Zemin 1" , 2024

Yasemin Özcan’ın Islak Zemin başlıklı kişisel sergisi, insanın toprakla, hatırlamanın dille, otobiyografinin kurguyla ilişkisi üzerinden nesiller arası aktarım, göç ve kimlik inşası konularına odaklanıyor. Sergi, sanatçının Arter’deki galeri mekânı için ürettiği yeni eserlerini daha erken tarihli yapıtlarıyla bir araya getiriyor. Sergiye ve Yasemin Özcan’ın ürettiği geniş ölçekli yerleştirmeye adını veren “ıslak zemin”, sanatçının taşınacak yeni bir ev ararken emlakçılardan sıklıkla duyduğu bir tabir. Mutfak ve banyo benzeri suyla temas eden alanlar için kullanıldığı gibi kaygan ve tekinsiz alanları da imliyor. Miras, aktarım, hafıza, kentleşme ve modernleşme gibi kavramlara kurgusal anlatılar üzerinden düşünsel ve mizahi bir yaklaşım sunan Islak Zemin sergisi, kırılganlığın kabulüyle umudu yeşertmenin imkânlarını araştırıyor. 

Yer: Arter Dolapdere

Tarih: 19 Eylül – 6 Nisan 2025

Bir Koleksiyoner Hikayesi: Mustafa Taviloğlu

Koleksiyoner Mustafa Taviloğlu'nun 1972 yılından bu yana, elli yılı aşkın bir süredir büyük bir özen ve tutkuyla topladığı sanat eserlerinden oluşan kişisel koleksiyonu, "Taviloğlu Koleksiyonu: Bir Koleksiyoner Hikayesi" başlıklı sergiyle, İstanbul'da yedi farklı mekanda sanat severlerle buluşuyor.

Sanat ve Kültür Varlıklarının Korunması başlıklı NART Risk Management Forum 2013‘e panel konuşmacısı olarak katılarak bizleri onurlandıran Mustafa Taviloğlu , “Evlendikten sonra evimize naif bir Yugoslav sanatçının bir eseri hediye edildi.İlk koleksiyonum, bu hediye eser ile başladı.” sözleriyle koleksiyonerlik yolculuğuna nasıl başladığını anlatıyor.

En büyük hayali olarak paylaştığı; gençlere, ümit vadeden sanatçılara yönelik çalışmaların yapıldığı, hatta eserlerinin satıldığı, sanatla ilgili her türlü konunun paylaşıldığı bir yer yapmak hayalini henüz hayata geçirmemiş olsa da, koleksiyonerliğin birinci şartının paylaşmak olduğuna inanan Mustafa Taviloğlu tüm kişisel koleksiyonunu “Taviloğlu Koleksiyonu: Bir Koleksiyoner Hikayesi” sergisiyle sanatseverlerle paylaşıyor.


Sn. Mustafa Taviloğlu ve Yönetim Kurulu Başkanımız Sn. Levent Nart , NART Risk Management Forum 2013

Taviloğlu Kolekiyonu İstanbul'un 7 önemli sanat mekanında 4 tematik başlık altında kronolojik olarak izleyicinin karşısına çıkıyor.
"Bir Koleksiyoner Hikayesi" segisi bir koleksiyonun eş zamanlı olarak kamuyla paylaşılması bakımından Türkiye’de bir ilk olma özelliğini taşıyor.

“Bir Koleksiyoner Hikayesi” sergisi , Mustafa Taviloğlu’nun özenle seçip bir araya getirdiği eserlerle, sanatseverlere geniş bir perspektif sunuyor. Taviloğlu, yarım asırdır büyütmeye ve çeşitlendirmeye devam ettiği sanat koleksiyonunda, farklı sanatçıların, dönemlerin, üslupların, teknik ve medyumların çeşitliliği ile zengin bir sanat yolculuğu sunuyor. Toplamda 903 sanatçının 2422 eserinden oluşan, 50 yılı aşkın bir emeğin ürünü olan koleksiyon, sanatseverlere hem kişisel hem de nesnel bir sanat tarihi anlatısı sunarak, izleyiciyi derin ve kapsamlı bir keşfe davet ediyor.

Ben hayatta üç şeye bakıyorum: Birincisi işime, ikincisi balığa, üçüncüsü sanata...

Taviloğlu Koleksiyon yöneticisi Neslihan Muratbeyoğlu Aktürk ile birlikte koordine edilen, proje tasarım ve yönetimi Ekmel Ertan tarafından yapılan, küratöryal düzenlemeleri Derya Yücel ve Marcus Graf, mekân konsepti ve düzenlemesi ise mimarlar Murat Tabanlıoğlu ve Emre Arolat tarafından yapılan sergi ; İstanbul Resim Heykel Müzesi, Artistanbul Feshane, Galeri Eyüpsultan, İstanbul Sanat (Haliç Tersanesi), İş Sanat Kibele Sanat Galerisi , Müze Gazhane ve Tarihi Likör Fabrikası’nda 15 Aralık 2024 tarihine kadar görülebilir. 

Sn. Mustafa Taviloğlu , NART Risk Management Forum 2013

Artİstanbul Feshane’de düzenlenen basın toplantısında konuşan Mustafa Taviloğlu, “Bu koleksiyonun eksiksiz bir şekilde sergilenmesi en büyük arzumdu,” diyerek serginin kendisi için önemini vurgulayarak, “Bu sergi, tıpkı iskambil kağıtlarından yapılmış bir kule gibi; tek bir kart dahi eksik olsa, ayakta duramaz, yıkılır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu sergi için bize 3 mekân sağladı, Likör Fabrikası tek bir telefonla kullanımımıza açıldı, ana sponsorumuz İş Sanat, Kibele Sanat Galerisi’ni; MSGSÜ, İstanbul Resim Heykel Müzesi’nin salonlarını bu sergi için açtı, yine de sığamadık ve Eyüpsultan Belediyesi’nin desteğiyle Galeri Eyüpsultan sergi mekânlarına dahil oldu,” şeklinde konuştu.

Necdet Kalay (1932-1984) , "Köy Evi" , Taviloğlu'nun satın aldığı ilk eser

“…İlk para vererek aldığım eserse, Necdet Kalay’ın bir resmidir. Necdet Kalay’ın resmini duvara astım. Eve gelenler resme bakıyor, beğeniyor, yorumda bulunuyor.” NART Risk Managemet Forum‘da  ilk satın almış olduğu eser Köy Evi‘ nden bahseden Mustafa Taviloğlu, ” Bende koleksiyonerlik konusunda çok katkısı olan, gelişmesinde desteği olan kişiyse Vitali Hakko’dur. İzmir’de düzenlediği Fikret Mualla’nın eserlerinden oluşan bir sergiye katıldım. Vitali Bey ile birlikteyim, artık salonu kapatacağız. Bir adam inatla aynı yerde bekliyor. Vitali Bey, adamın yanına gidip, neden beklediğini sordu. O da ‘Mualla Hanımı bekliyorum’ diye yanıt verdi.Bu anıyı çok anlatır ve her anlattığımızda çok güleriz.” sözleriyle Vitali Hakko’nun kendisinin koleksiyonerlik yolculuğunda ne kadar önemli ve kilit bir isim olduğunu paylaşıyor.

Koleksiyonda 1740 eser ile resim öne çıkıyor. Bu rakam koleksiyonun yüzde 71.6’sını teşkil ederken, tema bakımında incelediğinde ise 1217 eser figür, 453 eser doğa, 424 eser kent ve 336 eser soyut olarak sınıflandırılıyor.

Koeksiyonun eser çeşitliliğine göre dağılımı

1972 yılında Necdet Kalay’ın “Köy Evi” adlı eseri ile başlayan 52 yıllık koleksiyonun yüzde 81’ini  Türk sanatçılar oluşturuyor. Koleksiyonda 2112 eserin sanatçısı Türkiye doğumlu. Mustafa Taviloğlu yabancı sanatçıların eserlerini almaya 2010’da, kendi ifadesi ile geç bir dönemde başlıyor. Koleksiyonun yüzde 19’unu ise yabancı sanatçılar oluşturuyor. En yaşlı sanatçının 1814, en genç sanatçını 2000 yılında doğduğu koleksiyondaki sanatçıların yüzde 84’ü hayatta. Bu özellik de Taviloğlu Koleksiyonu’nu yaşayan bir koleksiyon olarak da öne çıkıyor.

Koleksiyon sergisi kapsamında İstanbul Resim Heykel Müzesi’ nde yer alan, “Yarım Asırlık Serüven” başlıklı sergi koleksiyonun kalbi niteliğini taşıyor ve koleksiyonun bir özetini sunuyor.

Bir Koleksiyoner Hikayesi: Yarın Asırlık Serüven , İstanbul Resim Heykel Müzesi

“Bir Koleksiyoner Hikayesi: Yarım Asırlık Serüven 1972 yılından günümüze, koleksiyona giriş tarihlerine göre 10’ar yıllık dönemler halinde kronolojik bir kurgu ile bir araya getirilen 80 eserle koleksiyonun bir özetini sunuyor. İRHM’nde yer alan ve serginin çekirdeğini oluşturan Yarım Asırlık Serüven, aldığı ilk eserden sonuncusuna Taviloğlu’nun koleksiyoner olarak naif bir heyecanla başlayan, kazandığı birikim ve deneyimle dönüşen, hep zamanının ruhnu takip eden tutkulu yolculuğunu serimlerken hem bir koleksiyoner portresi çiziyor hem de Türkiye sanat tarihine bir bakış sunuyor.”*

                                                Bir Koleksiyoner Hikayesi:Yarım Asırlık Serüven , Sergi Metni

Aynı zamanda Yarım Asırlık Serüven sergisine eşlik eden ve Taviloğlu’nun koleksiyonerlik yolculuğunu, Bir Koleksiyoner Hikayesi sergisinin izleyiciyle buluşma süreçlerini anlatan 50 dakikalık belgesel de İRHM’nde izlenebilir.

Koleksiyondaki tüm eserler dört ana tema altında, 7 sergi mekanında eş zamanlı olarak izleyici ile buluşuyor.

İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde Taviloğlu Koleksiyonundan kronolojik bir özet sunan “Yarım Asırlık Serüven” başlıklı serginin yanı sıra koleksiyon dört tema altında farklı mekânlarda sergileniyor:

Tanıdığımız İnsanlar: İnsan ve yaşamına dair figüratif eserlerin yer aldığı bu tema, 19. yüzyıldan günümüze kadar uzanıyor. (Artistİstanbul Feshane ve İş Sanat Kibele Sanat Galerisi)

Yaşadığımız Şehirler: Kamusal alan, kent ve mimariyi konu alan eserlerin yer aldığı bu tema, 19. yüzyıldan günümüze kadar uzanıyor. (Likör Fabrikası)

İzlediğimiz Manzaralar: Doğayı merkezine alan peyzaj ve manzara eserlerinin yer aldığı bu tema, 19. yüzyıldan günümüze kadar uzanıyor. (Haliç Tersane)

Gördüğümüz Renkler: Soyut sanatın renkli dünyasını sunan eserlerin yer aldığı bu tema, 20. yüzyıldan günümüze kadar uzanıyor. (Müze Gazhane)

15 Aralık 2024 tarihine kadar görülebilecek koleksiyon sergisi boyunca her Cumartesi günü düzenlenecek paneller, rehberli turlar, çocuklar ve gençlere yönelik eğitim programları tamamen ücretsiz bir şekilde sunulacak olup, detaylı bilgi ve programa https://taviloglukoleksiyon.org web adresinden ve Taviloğlu Koleksiyonu sosyal medya hesabından ulaşabilirsiniz.

Sergi Rehberi : Ekim Ayının Öne Çıkan Sergileri

İstanbul'un hareketli sanat dünyasında Ekim ayı bizi fuarlar, festivaler ve büyük sanat etkinlikleriyle karşılıyor.

Sanat dünyasının en hareketli dönemlerinden biri olan Ekim ayı, İstanbul’da sanatseverleri dopdolu bir sergi programıyla karşılıyor. Şehrin farklı noktalarında açılan sergiler, çeşitli disiplinlerden sanatçıların ilham verici eserlerini keşfetme imkânı sunuyor. İstanbul’un kültürel zenginliğiyle harmanlanan bu sergiler, sanatseverler için kaçırılmaması gereken duraklar arasında yer alıyor. Ekim ayında ziyaret edebileceğiniz en dikkat çekici sergileri sizler için derledik!

Ekim ayında bizi bekleyen sanat etkinliklerini derlediğimiz yazımıza tabii ki uzun zamandık beklediğimiz fuarlar ve festivaller ile başlıyoruz.

212 Photography Istanbul

Yılın en beklenen festivallerinden biri olan 212 Photography Istanbul 28 Eylül itibariyle başladı. Şehrin 30’a yanık noktasına yayılan festival ulusal ve uluslararası birçok sanatçıyı sanatseverler ile buluşturuyor. Bizim de festival destekçilerinden biri olduğumuz ve festival kapsamında İstanbul’a getirilen Sebastiao Salgado’nun “Genesis” başlıklı sergisinin sponsorluğunu üstlendiğimiz 212 Photography Istanbul’un festival programına 212photographyistanbul.com web sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.

Yer: Çeşitli Mekanlar

Tarih: 28 Eylül – 13 Ekim

Artweeks Istanbul X. Edisyonu

Artweeks Istanbul, 10. Edisyonuyla 1-14 Ekim tarihleri arasında Bilgili Holding’in ev sahipliğinde ve UBS ana sponsorluğunda The Ritz-Carlton Residences İstanbul, B Blok’ta gerçekleşecek. Çeşitli sanat dallarından tanınmış sanatçıları, koleksiyonerleri ve sanat meraklılarını bir araya getirecek olan Artweeks Istanbul’un 10. Edisyonu, 1 Ekim Salı günü gerçekleşecek ön gösterimi ve akşam düzenlenecek özel kutlama etkinliğiyle başlayacak.

Yer: The Ritz-Carlton Residences Istanbul, B Blok

Tarih: 1 Ekim – 14 Ekim

Contemporary Istanbul 19th Edition 2024

Akbank ana partnerliğinde gerçekleşecek Contemporary Istanbul 19. Edisyonu  14 ülkeden 50 çağdaş sanat galerisinin temsil ettiği sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapacak. Fuar boyunca CIF Dialogues konferans programında yer alacak konuşmalar, seçkin galeriler ve ayrıca Juan Manuel Bonet’in seçkisiyle Contemporary Istanbul’un bu yılki edisyonunda İspanyol Büyükelçisi tarafından küratörlüğü yapılacak özel Born in the Seventies sergisi gerçekleştirilecek. Fuarın gelenekselleşen The Yard Açık Hava Sergisi, Cenevre’deki direktörü ve Contemporary Istanbul’un sanat danışmanı Marc Olivier Wahler‘in küratörlüğünde gerçekleşecek. 

Yer: Tersane İstanbul

Tarih: 23 Ekim – 27 Ekim

Fuarları ve sanat organizasyonlarını inceledikten sonra rehberimize birbirinden keyifli sergiler ile devam ediyoruz.

Sakıp Sabancı Müzesi - Georg Baselitz , “Georg Baselitz: Son On Yıl”

Ekim ayı sergi rehberimize Georg Baselitz ile başlıyoruz. Çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Alman ressam , baskı sanatçısı ve heykeltıraş Georg Baselitz’in yakın geçmişte ürettiği yüze yakın anıtsal boyuttaki resim ve heykellerinden oluşan sergi, SSM’nin tüm galeri alanlarına ve bahçesine yayılıyor. Ana serginin yanı sıra sanatçının gravür çalışmalarından oluşan kapsamlı bir seçki eşzamanlı olarak Akbank Sanat’ta görülebilir.

Yer: Sakıp Sabancı Müzesi (SSM)

Tarih: 13 Eylül – 2 Şubat 2024

Taviloğlu Koleksiyonu: Bir Koleksiyoner Hikayesi

Derya Yücel ve Marcus Graf küratörlüğünde gerçekleştirilen sergi;  koleksiyoner Mustafa Taviloğlu’nun 1972 yılından itibaren büyük bir tutku ve özveriyle oluşturduğu koleksiyonu, “Bir Koleksiyoner Hikâyesi” İstanbul’da yedi farklı mekânında izleyiciyle buluştu.İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Artİstanbul Feshane, İstanbul Sanat, Müze Gazhane, Likör Fabrikası, Galeri Eyüpsultan veİş Sanat Kibele Sanat Galerisi gibi İstanbul’un kültür sanat haritasında önemli yedi mekana yayılan koleksiyonda 903 sanatçının 2412 eseri yer alıyor.

Yer: Çeşitli Mekanlar

Tarih: 18 Eylül – 15 Aralık

Casa Botter - Komet , “Solo Botter: Komet”

Levent Çalıkoğlu küratörlüğünde gerçekleşen “Botter Sergileri” serisinin üçüncüsü “Solo Botter: Komet” sergisi, 2022 yılında hayatını kaybeden, eleştirel-politik figür resmi anlayışının en önemli temsilcilerinden biri olan Komet’in 1960’lı yılların sonundan başlayarak erken dönem örneklerinden “alto modern” adını verdiği beyaz fonlu kavramsal minimalist resimlerine uzanan özel bir seçkiyi izleyiciye sunuyor.İstanbul’un ilk art nouveau yapısı Casa Botter’de gerçekleştirilen sergi, mutlaka ziyaret edilmesi gereken sergiler arasında yer alıyor.

Yer: Casa Botter

Tarih: 18Eylül – 12 Ocak 2025

Vision Art Platform - Ahmet Rüstem & Hakan Sorar , “Bir Varış Bir Yokuş”

Fırat Arapoğlu küratörlüğünde gerçekleştirilen sergi, dijital sanat alanında çalışan sanatçılar Ahmet Rüstem & Hakan Sorar’ın eserlerini bir araya getiriyor.  “Bir Varış Bir Yokuş” başlıklı sergi zengin bir geçmişe sahip olan mozaik sanatı,anıt heykel, mezar taşları gibi formların karmaşık güzelliklerine ve büyülü dünyalarına izleyiciyi davet ediyor.Sanatçılar, arkeoloji ile dijital sanatı iç içe geçirerek kültürel miras, kimlik ve dönüşüm temalarını araştırıyor ve hem estetik hem de entelektüel düzeyde derin yankı uyandıran eserler yaratıyor.

Yer: Vision Art Platform

Tarih: 17 Eylül – 1 Kasım

Anna Laudel - Lennart Brede , “ANGELS FALL - Where From Where To”

Lennart Brede’nin “ANGELS FALL-Where From Where To” başlıklı kişisel sergisi , 212 Photography Istanbul Festivali kapsamında Anna Laudel galeride izleyiciyle buluşuyor. Brede, kimlik, çevre ve miras arasındaki karmaşık ilişkileri derinlemesine inceliyor ve önemli sorular soruyor: Nereden geliyoruz? Nereye gidiyoruz? Kişisel deneyimlerinden ve kuzey Almanya’da geçen çocukluğundan ilham alan Brede, bu temaları fotoğraf, film enstalasyonları, heykeller ve beklenmedik ancak etkileyici bir şekilde kullanılan halı aracılığıyla ele alıyor.

Yer: Anna Laudel

Tarih: 20 Eylül – 10 Kasım

Anna Laudel - Ardan Özmenoğlu , "What Trees Whisper?"

Ardan Özmenoğlu’nun “What Trees Whisper?” başlıklı kişisel sergisi , 212 Photography Istanbul Festivali kapsamında Anna Laudel galeride izleyiciyle buluşuyor. Modern hayatın topluma dayattığı karmaşık durumları ve kişiler arası dinamikleri sanatında konu edinen Özmenoğlu, eserleri aracılığıyla insanın doğaya bakış açısını yeniden yorumluyor. Sergi, izleyicilere doğayla olan bağlarını yeniden düşünme ve doğanın sessizce anlatmaya çalıştığı hikayeleri dinleme fırsatı sunuyor.

Yer: Anna Laudel

Tarih: 20 Eylül – 10 Kasım

Sanatorium - Berkay Tuncay , “CLICKTRANCE”

Berkay Tuncay, Sanatorium’un ev sahipliğinde gerçekleştirilen “CLICKTRANCE” başlıklı sergisiyle, internetin derinliklerinde bir kaybolma hikayesi kurguluyor. Tıklamak [click] ve transa geçmek [trance] kelimelerini bir araya getirerek, dijital kültürün kullanıcıları sürüklediği bir çeşit hipnoz haline işaret eden CLICKTRANCE, sanatçının son dönem üretimlerini veya başka bir deyişle şiirsel deneylerini sunuyor. Sergiye başlığını veren CLICKTRANCE terimi tıklamak [click] ve transa geçmek [trance] kelimelerini bir araya getirerek, dijital kültürün kullanıcıları sürüklediği bir çeşit hipnoz haline işaret ediyor.

Yer: Sanatorium

Tarih: 20 Eylül – 2 Kasım

Yunt - Karma Sergi , "2.5 B"

 
Murat Germen’in küratörlüğünü üstlendiği 2.5B adlı sergi, iki boyut ile üç boyutun ara noktasındaki bir temsil yöntemi olan iki buçuk boyut evrenini keşfetmeye davet ederek, iki buçuk boyutun ayırt edici özelliği olan derinlik yanılsamasını merkeze alıyor. Sergiye yön veren kurgu, Germen’in fotoğraflarında karşılaşılan ve “diğer boyutları bakanın algısında inşa etmeye yönlendiren”* yaklaşımdan hareket ediyor.

Yer: YUNT

Tarih: 21 Eylül – 6 Aralık

Şehri Fotoğrafla Buluşturan Festival :212 PHOTOGRAPHY ISTANBUL 2024

212 Photography İstanbul, 7. edisyonuyla 28 Eylül - 13 Ekim tarihleri arasında 30'a yakın mekanda farklı deneyimler sunacak.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın katkılarıyla Türkiye Kültür Yolu Festivali programı dahilinde gerçekleşen “Şehrin Festivali” 212 Photography Istanbul, 7. edisyonuyla 28 – 13 Ekim tarihleri arasında izleyicisiyle buluşuyor.

Geçtiğimiz yıllarda da olduğu gibi bu sene de 30’a yakın özgün mekanlarda izleyicisini ağırlayacak olan festival; sergiler, dans gösterimleri, atölye ve söyleşiler, paneller, film ve belgesel gösterimleri ve daha fazlasını içeren kapsamı ile kültürel ve eğitici programıyla yine dopdolu bir deneyim sunuyor.

Breziyalı sanatçı Sebastiao Salgado'nun "Genesis" başlıklı sergisi festivalin en dikkat çeken ve heyecan uyandıran sergilerinin başında geliyor.

Çağımızın en önemli fotoğraf sanatçılarından ve aktivistlerinden biri olan Sebastiao Salgado’nun büyüleyici fotoğraf sergisi “Genesis” NART Sigorta ve Reasürans Brokerliği olarak bizim sanat sigortası sponsorluğumuzda, MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde izleyiciyle buluşacak. Yıla yayılan programı ile daha kapsamlı bir içerik sunmaya hazırlanan 212 Photography Istanbul, yenilikleri arasına uzun dönem sürecek sergilerini de ekliyor. Sebastião Salgado’nun “Genesis” projesi üç ay süreyle, 31 Aralık tarihine kadar ziyaretçilerle buluşacak.

Yer: MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi

Tarih: 28 Eylül – 31 Aralık

İnsanlığa ve doğaya adanmış ideallerle yaşamına milyonlarca fidan ve 500.000 fotoğraflık anıtsal bir arşiv sığdıran Sebastião Salgado, çağımızın en önemli fotoğrafçılarından biri. 51 yıldır uzakların ötesine vararak kendi ifadesiyle ‘dünyanın fotoğrafı’nı çekiyor. Aynı zamanda çevre kuruluşu Instituto Terra ile bir zamanlar varolmuş ormanları, tahrip edilen manzaraları yeniden canlandırıyor.

Son dönem çalışmalarında doğa ile kurduğu bağın izini süren fotoğrafçı, dünyanın ilk gününe doğru bir yolculuğa çıkıyor. Dünyada el değmemiş neresi var? Salgado’nun sekiz yıllık araştırması olan Genesis serisi, modern yaşamın hızının değmediği, oluştuğu haliyle kalan yeryüzüne dair bir arayış… Küratörlüğünü Lélia Wanick Salgado’nun yaptığı proje, beş coğrafi bölgeyi kapsıyor; yaban hayatına, sık ormanlara, coşkulu denizlere ve geleneklerini sürdüren yerel topluluklara dikkat veriyor.

28 Eylül'de kapılarını açacak olan festival tam 26 sergiyi 12 farklı mekanda eş zamanlı olarak ağırlıyor.

Festivalin yedinci edisyonuyla bütün şehre yayılan festival programında MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür Sanat Merkezi, YK bomontiada, Akaretler, Galata Rum Okulu, St. Benoît Kilisesi, Taksim Sanat, Institut Français, St. Antuan Kilisesi, 212 Studio, Yeldeğirmeni Sanat, Akaretler, Moda İskelesi, Soho House, Zorlu PSM, Werkstatt Akademi’nin yanı sıra paralel sergilerle birlikte Anna Laudel, Büyükdere35, Fotoğrafevi, Artsümer, Evin Sanat Galerisi, Gallery Duende ve daha pek çok mekân festivale ev sahipliği yapacak.

Ahmet Rüstem Ekici ve Hakan Sorar'ın bu seneki festivale özel olarak ürettikleri eserleri, "Döngüde Olan" başlıklı sergiyle Saint Benoit Klisesi'nde sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.

Ahmet Rüstem Ekici ve Hakan Sorar ‘ın 212 Photography Istanbul 7. edisyonuna özel olarak ürettikleri işlerden oluşan ve Saint Benoit Klisesi’nde izleyiciyle buluşacak olan sergi festivalin heyecan yaratan etkinliklerinden biri. Sergi mekânın sınırlarını genişleterek izleyiciye dijital bir deneyim sunuyor. Sanatçılar, Döngüde Olan ile mekândan faydalanan bir yansılma kurgusu oluşturuyor. Saint Benoit Kilisesi’nin kutsal mekân ve anıt olmasının ötesinde, tarih boyu yaşadığı dönüşümden, bilim ve teknik fikirlerine açık kapısından, yapının önemli bir parçası olan gözlem kulesinden ilham alıyor.

212 Photography Istanbul festival programı her yıl olduğu gibi bu yıl da oldukça çarpıcı ve bir çok yeniliğe imza atıyor. Sebastiao Salgado'nun eserlerinin İstanbul'a getirilmesi ve Ahmet Rüstem Ekici ile Hakan Sorar'ın festivale özel üretimleriyle birlikte bir diğer heyecan yaratan haber ünlü fotoğraf sanatçısı Viviane Sassen'in çalışmalarının festival kapsamında sergileneceğinin duyurulması oldu.

Viviane Sassen ,  “In & Out of Fashion” başlıklı fotoğraf sergisiyle 212 Photography Istanbul festival kapsamında İstanbul’da. Fotoğraftaki siyah alanları, kompozisyonun ana unsuru olarak elen alan Viviane Sassen, gölgeler üzerindeki hassasiyetiyle keskin bir dil yaratıyor. Renkleri ve dokuları içselleştirerek kavrayış şekli ona tüm projelerinde deneyselliğin ucu açık olanaklarını getiriyor. Temel noktalarda bilindik sınırları zorlayan Sassen’in sergisi Galata Rum Okulu’nda görülebilir.

212 Photography Istanbul , 28 Eylül Cumartesi gecesi festival mekanlarından biri olan Yapı Kredi Bomontiada'da gerçekleştirdiği açılış partisi ile kapılarını ziyaretçilere açtı.

28 Eylül – 13 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek olan festival; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın katkılarıyla her sene kapsamı zenginleşen bir program sunuyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştirak şirketlerinden Kültür AŞ’nin iletişim ve mekan desteği ile gerçekleşen festival İstanbul’un her iki yakasında şehrin 30 farklı noktasında takip edilebilecek.

 Festivalin bu seneki destekçileri arasında ayrıca; JOTUN, Xiaomi, Borusan Otomotiv’in Türkiye Distribütörü olduğu BMW, PARİBU ve Türk Havayolları yanı sıra Hollanda Başkonsolosluğu, Institut Français de Turquie ve Macar Kültür Merkezi yer alırken Türkiye’nin yeni medya alanına odaklı en kapsamlı koleksiyonu olan Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan da ödünç eserler ziyaretçiler ile buluşacak ve festivalin en heyecan yaratan Sebastiao Salgado sergisi NART Sigorta ve Reasürans Brokerliği olarak bizim sponsorluğumuzda gerçekleşecek.

Kaza Geliyorum Der: Steve Wynn Hadisesi

Bu haftanın blog yazısında, dünyanın önde gelen sanat koleksiyonerlerinden biri olan, 82 yaşındaki Amerikalı yatırım milyarderi Steve Wynn’in koleksiyonunda yer alan, 1932 tarihli “Le Réve” ve 1943 tarihli “Le Marin” adlı iki ayrı Picasso tablosunun 2006 ve 2018 yıllarında gördüğü milyon dolarlık hasarlardan söz edeceğiz. 

Steve Wynn kimdir?

Servetini, emlak yatırımları ve Las Vegas’taki casinolarına borçlu olan ABD’li milyarder Steve Wynn, aynı zamanda sanat tutkusuyla tanınmaktadır  ve sanat tarihinin usta isimlerinden; Vermeer, Turner, Van Gogh, Matisse gibi büyük sanatçıların eserlerinin  yer aldığı oldukça seçkin bir sanat koleksiyonunun da sahibidir. Wynn, 2006 yılında görme sorunu sebebiyle, Picasso’nun “Le Réve” (The Dream) adlı tablosuna ve 2018 yılında yine Picasso’nun “Le Marin” adlı otoportre çalışmasına verdiği milyon dolarlık hasarlarla hafızalarda yer etmiştir.

Picasso , La Réve (The Dream) , 1932

Picasso’nun, sevgilisi Marie-Therese Walter‘ ı resmettiği, 1932 tarihli çalışması “La Vére”, Steve Wynn tarafından 1996 yılında 48 milyon dolara satın alınarak kişisel sanat koleksiyonuna eklenmişti. Bir başka sanat koleksiyoneri Steve Cohen 2006 yılında bu tabloyu satın almak istedi ve Wynn’e 139 milyon dolarlık bir teklifte bulundu ve Wynn teklifi kabul etti. Bu fiyat, Picasso’nun ‘rüyasının’ dünyanın en pahalı tablosu olması anlamına geliyordu.

Dünyanın en pahalı tablosu “La Vére”  tablosunu yeni sahibi Steve Cohen’e teslim etmeden önce, Steve Wynn , eseri yakın dostlarına göstermek üzere bir parti organize etti. Parti esnasında Wynn, günün heyecanı ile konuklarına Picasso’nun ünlü eserini tanıtırken dirseği dünyanın en pahalı tablosuna çarptı ve tuvalde büyük bir delik oluşturdu.

Bu kazanın ardından Wynn ve Cohen anlaşmanın bozulduğunu açıkladılar.

Koleksiyonun sanat sigortası ile güvence altında olması sebebiyle, sigorta şirketi tarafından restorasyon masrafları ve yaşanan değer kaybı karşılandı.

Yaşanan bu kazanın ardından eser hemen restore edildi ve değeri 139 milyon dolardan 85 milyon dolara kadar düştü. Steve Wynn’in oldukça değerli parçalardan oluşan bu seçkin sanat koleksiyonunun sigorta teminatı altında olması avantajı ile, sigorta şirketi 54 milyon dolarlık restorasyon masraflarını ve hasar gözle görülemeyecek kadar iyi restore edilmiş olsa bile değer kaybını ödediler.

Yaşanan kazadan yıllar sonra , Picasso’nun  “La Vére” adlı eseri, 2013 yılında gerçekleştirilen Christie’s müzayedesinde , yine Steve Cohen 155 milyon dolara alındı.

Picasso , Le Marin (The Sailor) , 1943

2006 yılında gerçekleşen ilk Picasso hasarının üzerinden 12 yıl geçtikten sonra, yine Steve Wynn’ in sanat koleksiyonunda bulunan bir diğer Picasso eseri “La Marin” , Christie’s müzayede evi tarafından açık arttırmaya çıkarılmaya hazırlandığı sırada hasar gördü.Eserin 70 milyon dolara alıcı bulması beklenirken, Christie’s Müzayede evinden yapılan yazılı açıklamada , açık arttırmaya hazıralanan eserin kaza sonucu zarar gördüğünü ve bu nedenle adı açıklanmayan gönderici ile yapılan görüşme sonucu satıştan çekildiğini duyurdu.

Konuya ilişkin Steve Wynn ya da Christie’s Müzayede evinden  tekrar bir açıklama gelmemesiyle birlikte, eserin halen daha Steve Wynn koleksiyonunda yer aldığı tahmin ediliyor.

 

SOTHEBY'S , Picasso Masterworks, 2021

2021 yılında, pandemi sırasında Las Vegas’taki özel bir Sotheby’s etkinliğinde, Steve Wynn’in sanat koleksiyonun parçası olan ve Wynn’e ait ünlü Bellagio restoranında sergilenen 11 adet Picasso eseri satışa sunuldu. Bu vesileyle, Sotheby’s Las Vegas’ta , “Picasso Masterworks” adıyla aksiyon dolu bir etkinlik düzenledi. Kısa ama çekişmeli bir satış gerçekleştirilerek , 11 Picasso eserinin tümü hızlı bir şekilde satılarak “beyaz eldiven” müzayedesi unvanını kazandı. Eserler, 100 milyon dolarlık ön satış tahminini geçerek 109 milyon dolar getirdi. Wynn böylelikle, koleksiyonunda oldukça önemli yer tutan Picasso eserlerinin büyük bir kısmını envanterinden çıkarmış oldu.

Sanat Kredileri: Varlıklı Koleksiyonerlerin Yeni Finansman Stratejisi

Sanat Kredileri: Varlıklı Koleksiyonerlerin Yeni Finansman Stratejisi

/in  /tarafından 

Bugünkü blog yazımızda, büyük ABD bankaları tarafından sağlanan ve oldukça dikkat çekici bir konu olan sanat kredilerinden bahsedeceğiz. Hatırlatmakta fayda var ki; ülkemizde sanat kredileri bankalar tarafından sağlanmıyor. Ancak sanat kredileri, global sanat dünyasında, varlıklı koleksiyonerlerin son yıllarda sıklıkla tercih etmesiyle gündemden düşmeyen bir mesele haline geldi.

Sanat piyasasında son yıllarda yaşanan durgunluk, zengin koleksiyonerlerin finansal stratejilerini gözden geçirmesine yol açtı. Bloomberg’in aktardığına göre, sanat eserlerinin satışlarındaki yavaşlamaya rağmen, büyük ABD bankalarındaki sanat kredilerinde belirgin bir artış görülüyor. Sanat kredileri, varlıklı bireylerin sahip oldukları sanat eserlerini güvence göstererek nakit elde etmelerine imkan tanıyor, bu da koleksiyonlarını satmadan finansal fırsatları değerlendirmelerini sağlıyor. 

Örneğin, Bank of America’da bir müşteri, bir spor kulübü satın almak amacıyla sanat koleksiyonunu teminat olarak kullanırken, başka bir müşteri de malikânesini yenilemek için 19. yüzyıldan kalma Amerikan manzara tablolarını kredi karşılığında gösterdi. Bu tür krediler, zenginlerin değerli varlıklarını korumalarına olanak sağlarken, aynı zamanda nakit ihtiyaçlarını da karşılamalarına yardımcı oluyor.

Sanat Satışlarındaki Durgunluğa Karşı Sanat Kredisi Talepleri Artıyor

Sanat piyasasındaki yavaşlama, bu yılın Mayıs ayında gerçekleşen New York müzayede sezonunda net bir şekilde gözlemlendi. En zengin koleksiyoncuların alım kararlarını ertelemesi, müzayede gelirlerinin geçen yıla oranla yaklaşık %23 oranında gerilemesine neden oldu. Deloitte’un Küresel Sanat ve Finans Koordinatörü Adriano Picinati di Torcello, bir sanat eseri sahibinin, piyasa koşulları iyileşene kadar eserini satmaktan kaçınıp teminat göstererek borç almasının daha mantıklı olabileceğini belirtiyor. Bu yöntem, koleksiyoncuların daha uygun piyasa koşulları beklerken likidite sağlamalarına olanak tanıyor.

Sanat Kredilerinin Hacmi 36 Milyar Doları Aşabilir

Deloitte’un tahminlerine göre, sanat kredileri pazarı 2024 yılında 36 milyar doları geçebilir. Bu, beş yıl önceki 20,3 ila 23,6 milyar dolar arasında değişen kredi hacmiyle karşılaştırıldığında büyük bir artış anlamına geliyor. Bank of America ve JPMorgan gibi önde gelen ABD bankaları, sanat kredilerini artırarak yüksek net değerli müşterileri çekmek ve elde tutmak adına ciddi bir rekabet içerisinde.

Sanat Kredileri Hisse Senetlerine Kıyasla Daha Cazip Bulunuyor

Sanat kredileri, dalgalı finansal piyasalardan etkilenmemeleri sebebiyle yatırımcılar için hisse senetlerine kıyasla daha cazip bir seçenek sunuyor. Sanat eserleri, finans piyasalarındaki ani değişimlere maruz kalmaz, bu nedenle stabil bir yatırım aracı olarak değerlendiriliyor. Bank of America’nın Sanat Hizmetleri Başkanı Drew Watson’a göre, sanat eserleri karşılığında verilen kredi limitleri geçen yıla kıyasla %14’ten fazla bir artış gösterdi. Watson, “Faiz oranlarının yüksek olduğu bir dönemde bile, insanlar sanat eserlerini düşük fiyata satmak veya hisse senetlerini elden çıkarmak yerine kredi kullanarak beklenmedik fırsatlardan yararlanmayı sürdürüyor,” dedi.

Alternatif Bir Kaynak Olarak Sanat Kredisi

Yazımıza başlarken belirttiğimiz gibi; bu tip sanat kredileri ülkemizde bankalar tarafından sağlanmıyor. Büyük ABD bankaları tarafından sağlanan sanat kredileri, zengin koleksiyoncular için sanat piyasasının durgun olduğu dönemlerde alternatif bir finansman kaynağı olarak öne çıkıyor. Sanat eserlerinin teminat olarak kullanılması, değerli varlıkların korunmasını sağlarken, finansal esneklik de sunuyor. Bu yaklaşım, sanat piyasasında görülen durgunluğa rağmen, sanatın finans dünyasında ne kadar önemli bir rol oynadığını gösteriyor.

Sergi Rehberi: Eylül Ayının Öne Çıkan Sergileri

Eylül ayı boyunca İstanbul'da gerçekleşecek sergileri birlikte keşfedelim.

Haziran ayında sezonun kapanmasıyla birlikte sanat aktörleri Güney’e geçiş yapmış ve yaz boyunca pek çok sergi ve sanat organizasyonuna imza atmışlardı. Biz de geçtiğimiz haftalarda rotamızı Bodrum’a çevirmiş ve sizler için iki bölümlük bir sergi rehberi hazırlamıştık. 2024-25 sanat sezonu başlangıcının habercisi olan  Eylül ayının gelişiyle birlikte, gözler yine kültür ve sanat başkenti İstanbul’a çevrildi ve birbirinden iddialı sergi davetleri duyuruldu bile. Gelin hep birlikte Eylül ayında ziyaret edebileceğimiz sergilere göz atalım.

MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi - Sebastião Salgado , "Genesis

Eylül ayı sergi rehberimize NART Sigorta ve Reasürans Brokerliği olarak, bizim sponsorluğumuzda gerçekleştirilecek, çağımızın en önemli fotoğraf sanatçılarından ve aktivistlerinden biri olan Sebastião Salgado’nun “Genesis” sergisi ile başlıyoruz. T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür Sanat Merkezi’nde 212 Photography Istanbul tarafından gerçekleştirilecek olan fotoğraf sergisi yıl sonuna kadar ziyaret edilebilecek.

Yer: MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi

Tarih: 28 Eylül – 31 Aralık

Dirimart Pera - İnci Eviner , "Bir Adanın Sinir Uçları"


İnci Eviner , Bir Adanın Sinir Uçları

Değerli sanatçı İnci Eviner’in “Bir Adanın Sinir Uçları” adlı kişisel sergisi, hiç şüphesiz yeni sezonun en heyecan verici sergilerinden biri. Dirimart, İnci Eviner’in galeri bünyesinde gerçekleşecek ikinci kişisel sergisi ile sezona iddialı bir başlangıç yapıyor. Eviner’in bu sergisi; son dönemde ürettiği, sergi ile aynı başlığı taşıyan, “Bir Adanın Sinir Uçları” adlı video yapıtı ile “Atölyenin Yankıları” başlıklı yerleştirmesinden oluşuyor. Sergi metnine ve basın bültenine buradan ulaşabilirsiniz.

Yer: Dirimart Pera

Tarih: 3 Eyül – 6 Ekim

İstanbul Modern - Olafur Eliasson , "Senin Beklenmedik Karşılaşman"


Olafur Eliasson , "Senin Beklenmedik Karşılaşman" sergisinden bir kesit

Rehberimize, İzlandalı-Danimarkalı sanatçı Olafur Eliasson’un Türkiye’deki ilk kişisel sergisi olan “Senin Beklenmedik Karşılaşman” ile devam ediyoruz. Sanatçının, sanatın dünya genelindeki anlamını ve geçerliliğini soruşturan, yerleştirme, resim, heykel, fotoğraf ve filmler içeren eserlerini bir araya getiren bu sergisine, sigortalımız olan İstanbul Modern ev sahipliği yapıyor. Eliasson’un, ilk defa sanatseverler ile buluşacak olan eserlerine ev sahipliği yapan bu uzun soluklu sergi, önümüzdeki yıla kadar ziyaret edilebilecek.

Yer: İstanbul Modern

Tarih: 7 Haziran – 9 Şubat 2025

Sevil Dolmacı - Peter Halley , "Peter Halley"


Peter Halley , "Peter Halley"

Günümüz çağdaş sanatının önemli figürlerinden, Amerikalı sanatçı Peter Halley‘in, kendisi ile aynı adı taşıyan, Türkiye’deki ilk kişisel sergisine Sevil Dolmacı İstanbul ev sahipliği yapıyor. Sanatçının kendi adını taşıyan sergi,  Halley’nin New York’taki stüdyosunda sergi için özel olarak ürettiği 15 yeni eseri içerecek. 13 Eylül’de açılışını gerçekleştirecek olan serginin, sanatçının üretim pratiğini tüm detaylarıyla ele alan sergi metnine buradan ulaşabilirsiniz.

Yer: Sevil Dolmacı İstanbul

Zaman: 13 Eylül – 26 Ekim

Salt Galata - Itziar Barrio , "Öyleyse En Başa Dönelim"


Itziar Barrio , "Madde Üçlemesi" video işinden bir kesit

Eylül ayı sergi rehberimizi, disiplinlerarası sanatçı Itziar Barrio‘nun Salt Galata’da halen daha devam eden sergisi ile sonlandırıyoruz. “Öyleyse En Başa Dönelim” , sanatçının teknoloji, emek, madde ve kimlik arasındaki kesişmeleri irdelediği Madde Üçlemesindeki film ve video enstalasyonlarını yeni üretimler ile bir araya getiriyor. Mayıs ayından bu yana devam eden sergiyi ziyaret etmek için son günler. Ziyaret etmediyseniz mutlaka gidin, görün deriz.

Yer: Salt Galata

Tarih: 23 Mayıs – 29 Eylül